24 Haziran 2009 Çarşamba

komsu alma ev sahibi al

`Eger kiracim o ayin ücretini ödemediyse kendisinden köse bucak kaçarim. Beni görür de mahcup olur, cani sikilir, üzülür diye. Bu zamana kadar `Kirayi ne zaman vereceksin?` diye hiç kimsenin kapisini çalmadim, hiç kimseyi aramadim. Ev sahibindeki eksiklik ve samimiyetsizlik, ona kiraciyla bir sikinti, sorun olarak geri döner. Niyet çok önemlidir. Insan iyi seyler düsünmeli ki iyilerle karsilassin.`||`Allah insanin kalbini günde kirk kez yoklarmis. Eger gönlünde olumlu düsünceler varsa güzellikler yasatirmis. Ya da tam tersini... Hiçbir kiracim hakkinda kötülük düsünmedim. Her zaman rahat etmelerini, memnun kalmalarini istedim. Kendi evime nasil baktiysam onlarin evlerine de öyle bakip sorunlariyla ilgilendim. Aldigim kiralarin hep hayrini, bereketini gördüm. Allah malimi mülkümü artirdi. Yillarca tek odali evde üç çocukla yasadik. Simdi kirada 20 dairem var.`||Bu cümleler, mal varliklarinin aksine oldukça mütevazi yasayan, Allah`in onlara hediye ettigi güzellikleri diger insanlarla paylasmayi amaç edinmis, esi az bulunur ev sahiplerine ait. Onlarin ortak özelligi; insani degerleri paradan, maldan, mülkten öte görmeleri, evlerinde oturanlari `kiraci` degil, adeta ailelerinden bir parça bilmeleri. Dostluk, kardeslik, ahlak degerleri her ne kadar hepimizin böyle davranmasini gerektirse de modern dünyada gittikçe yayginlasan bencillik anlayisi ve sinirsiz tüketim arzusu, bu güzel hasletleri unutturuyor yavas yavas. Ekonomik krizle birlikte daha da çetrefilli hâle gelen ev sahibi-kiraci iliskilerinin de bu açidan tadil edilmesi gerekiyor.||Enteresan ev sahipleri ile kiracilarinin anlattiklarini duyunca; eviniz varsa belki kendinize çekidüzen verme ihtiyaci hissedeceksiniz, belki de `Böyle ev sahibi herkesin basina!` diyeceksiniz...||Istanbul Avcilar`da kiracilariyla ayni apartmanda yasayan Kastamonulu Eyüp Aksu, 1971 yilinda gelmis Istanbul`a. Dededen kalma meslekleri mermerciligi icra edebilmek için akrabalarinin yaninda çalismis öncelikle. Askerlik vazifesini savdiktan sonra da kendi isini kurmus. Yenibosna`da kisitli imkânlarla açtigi dükkan, 26 senedir müsterilerine hizmet veriyor. Bugünlere nasil geldigini söyle özetliyor Eyüp Aksu: `Küçükköy semtinde oturur, üç vesaitle eve giderdim. Yol parami ayirir, ona göre ögle yemegimi yerdim. Bazen de hiç yiyemezdim. Hayatta çok sey yasadim, gördüm ama o günleri asla unutmadim. Simdi kirada dairelerim var. Is için kullandigimiz iki araba dükkânin önünde. Geldigim noktayi hayal bile edemezdim. Hepsi bir lütuf.`||Nam-i diger Eyüp Usta (52), hem özel hayatinda hem de is hayatinda iliskilerini `iyi niyet` üzerine kurmus biri. Yillardir bu özelliginden taviz vermemesi onu akranlarindan ve meslektaslarindan farkli kilmis hep. Mesela, 10 yildir kiracilariyla ayni binayi paylasiyor. Asla onlara `kiraci` demiyor. Hepsinin derdiyle dertleniyor, mutluluklarini paylasiyor. Ev sahiplerinin kili kirk yarip kiracilari hayatindan bezdirdigi bir dönemde o ne depozito aliyor ne de kontrat yapiyor. Kira artislarini da kiracilarina birakiyor. Sadece evini teslim edecegi ailenin sevgi dolu, güler yüzlü ve samimi olmasina özen gösteriyor. `Allah kiracilarimi hep gönlüme göre verdi. Hiçbir zaman beni üzmediler.` diyen dört çocuk babasi Eyüp Bey, kendi çocuklarini da bu ahlak üzerine yetistirmeye gayret ediyor.||9 yil kiraciligini yapmis Vesile Eraksoy, sira disi ev sahiplerini, ailelerinden biri gibi gördüklerini anlatiyor. `Bayramlarda kira almazdi kimseden. Neredeyse aylik kira bedelinin yarisi kadar da çocuklara bayram harçligi verirdi. Esim 2000 yilinda bedelli askerlik yapacakti. Paraya ihtiyacimiz vardi. Içeride bin dolar depozitomuz bulunuyordu. `Size lazim olur` diyerek hepsini geri verdi. Çok isimize yaradi. Hâlâ görüsüyoruz, birbirimizi çok özlüyoruz. Oradaki huzuru, mutlulugu, sicak komsulugu yeni apartmanimizda bulamadik. Simdi bile ihtiyacimiz oldugunda Eyüp Abi`nin kosup gelecegini biliriz.`||EV SAHIBI DEGIL, BABA GIBI||Istanbul Kocamustafapasa`da yasayan Hüsnü Akdag(60) ise emektar bir ayakkabici. Hayati hep çalismakla geçmis. Annesini dört yasindayken kaybetmesi, üvey anne elinde sikintilar yasamasi omuzlarindaki yükü küçük yaslarda artirmis. Üç çocuguyla zorluk içinde geçen yillarindan sonra dürüstlük, iktisat, çaliskanlik, samimiyet ve esinin destegiyle önce oturduklari evi satin almislar. Ardindan ikincisi gelmis. Babasindan kalma bir arsanin degerlenmesiyle de bir anda gayrimenkul zengini olmus. Üç evladina hayattayken mallarini bir bir dagitmis. Su anda kendine ait 20 daire var. Oldukça mütevazi Hüsnü Amca, kiracilarindan çok dua alan, elinden geldigince kimseyi magdur etmemeye gayret sarf eden biri. Kendi oturdugu apartmanda da kiracilari var. Onlarla komsulugu ise tam bir baba-evlat iliskisi ekseninde.||Onun en önemli özelligi, etrafinda hasta birilerini görünce dayanamamasi. 14 yil kiraciligini yapan Memnune Akaydin, ev sahibine daima duaci: `Allah ondan razi olsun. Gögüs kanserine yakalanmistim. Esim dokuz yil önce vefat etmisti. Iki evladim da yuva kurup yanimdan ayrilmisti. Esimden kalan emekli maasi, çocuklarin ufak tefek yardimlariyla kirami öder, geçinirdim. Bir gün hastane dönüsü kirayi vermek için Hüsnü Bey`in evine ugradim. Elimde röntgen filmlerini görünce rahatsizligimi sordu, söyledim. Çok üzüldü. Aksam ogullarindan biriyle bana yüklüce para göndermis. Sonra neredeyse 2 yil kadar benden kira almadi. Her ay gönderdim; ama aksamina daha fazlasiyla bana geri döndü. Simdi iyilestim sükür.`||Bir baska enteresan ev sahibini de kiracisi Zahir Bey`den dinliyoruz: `Üniversite mezunu, tek tarafli düsünmeyen, digerkam bir Anadolu insanidir kendileri. Emlakçi vasitasiyla tanistik. Bizden hiçbir sey istemedi. Sadece seklî bir kontrat yaptik, o kadar. Kendini degil, hep kiracisini düsünür. Yillik artis zamanlarinda `Acaba ne olacak?` diye bizi hiç tasalandirmaz. Alt katta bulunan ev, kisin soguk oluyor, yakit faturasi da yüklüce geliyordu. Kendisine bu sebeplerle evinden ayrilmak istedigimi söyledim. Aradan kisa bir süre geçti, ev sahibim aradi: `Madem çikacaksiniz, ben oturdugunuz daireyi satayim, orta katlardan yeni bir yer alip istediginiz gibi tadilat yaptirayim, rahatça oturun.` dedi. Bunu Türkiye`de kaç ev sahibi yapar, söyler misiniz?`||KIRACILARA KRIZ INDIRIMI||Ekonomik krizle birlikte ev sahibi-kiraci iliskileri biraz daha gerginlesti. Kimileri krizi bahane ederek daha fazla zam istedi, kimileri de bu yillik artistan vazgeçti. Ama her halükârda magdur olanlar kiracilardi. Peki, Eyüp Bey`le Hüsnü Amca`nin kiracilari acaba bu süreçten etkilendi mi?||Eyüp Usta, `Olup da vermemek çok büyük günah. Allah böyle bir vebali üzerimizde birakmasin.` diyor. Kriz yüzünden isleri yolunda gitmeyen ya da kirasini ödemekte zorlananlara indirim yapmis mesela. Hak yememeye de özen gösterdigi için ayni indirimi digerlerine de uygulamis. Ona göre para hayatta kalabilmek için önemli. Fakat insanliktan, sevgiden, dostluktan, karsilikli anlayistan asla daha önde degil. Hüsnü Amca ise kiracilarini tek tek arayip is durumlarini sormus. Yarisinin sikintili oldugunu anlayinca tüm kiracilara yüzde 20-25 indirim yapmis. Kirasini ödeyemeyecek olanlara da `Hiç kafana takma, krizi atlatinca aramizda hallederiz.` diye arayip teselli etmis.||Kirasini ödeyemeyenlerin korkulu rüyalarindan biridir ev sahibinin `Kira nerede kaldi?` diye aramasi ya da kapi önünde bitivermesi. Hatta bu ihtimali düsünmek bile insanin yüzünü kizartmaya yeter. Zaten birçoklari da bir gün bunlari yasayabilecegini düsünerek ev satin almak ister. Yalniz bu anlamda içi çok rahat kiracilar da yok degil. Mesela, Eyüp Usta bu zamana kadar hiçbir kiracisinin kapisini çalip `Kirayi ne zaman vereceksin?` diye sormamis: `Allah böyle davranmaktan bizi korusun. Karsi tarafin parasi varsa zaten verir. Yoksa ben de almak istemem. Sikinti içinde verilen kiranin kesinlikle hayri, bereketi olmaz. Ticaret hayatimda da böyle düsünürüm. Apartmandaki hanimlar çok iyi anlasir. Esim eger birinin sikintisi varsa `Bey, su komsu zor durumda. Eger elimizde varsa yardim edelim. Yoksa kira hususunda bir ayarlama yapalim.` der. Madem biz bir aileyiz, birbirimizi asla üzmemeliyiz diye düsünürüm ben. Dünyadaki her seyi ardimiza birakip gidecegiz. Geriye kalacak tek sey iyi niyettir.`||Hüsnü Amca da para pesine düsen ev sahiplerine kiziyor. `Insanlar asla zor durumda birakilmamali.` diyor: `Kirasini ödeyemeyen komsumla apartman içinde bile karsilasmamaya özen gösteririm. Bazen evden çikarken yukaridan kapi açilir. Hemen içeri kaçarim. Beyefendi beni görür, açiklama yapma ihtiyaci hisseder, üzülür, sabah sabah morali bozulur diye. Biz yoklugu da gördük. Insanin çaresizlik içindeyken nasil da içinin burkuldugunu iyi biliriz. Bunu kimseye yasatmak istemem asla. Onun vebalini öteki tarafta ödeyemem çünkü.`||ONLAR HAYATIN SIRRINI ÇOKTAN ÇÖZMÜS||Sakin bu sira disi ev sahiplerinin yaslarindan, mal mülk bollugundan bu kadar tok gözlü, iyi niyetli oldugunu düsünmeyin. Onlar hayata dair önemli bir sirri çözdükleri için bu kadar rahatlar aslinda. Çünkü karsi tarafin memnuniyetle, sevgiyle verdigi kiralarin çok hayrini görmüsler. Indirimler, yardimlar asla onlari zora sokmamis. Bilakis mallari mülkleri artmis, isleri hep rast gitmis. Kalplerinde en ufak bir kötü düsünceyi barindirmamislar. Iyi niyetlerini hep muhafaza edip olaylarin akisini karsi tarafa birakmislar. Böylece hiç tanimadan mülklerini emanet ettikleri kiracilar, ne evlerine zarar vermis, ne de kiralarini bilerek ödemezlik yapmis. Herkes kiracisindan dert yanarken onlarin içi hep rahat olmus. Mesela, Eyüp Usta ne zaman acil ödeme yapmasi gerekse, zor durumda kalsa, imdadina hemen kiralar yetismis, büyük açiklarini bu paralarla kapatmis. Ona göre tüm bunlarin tek bir sebebi var: `Karsilikli gönül rizasi`...||APARTMAN KARDESLIGI HIÇ DE ZOR DEGILMIS||Eyüp Aksu (Ev sahibi): Avcilar`daki apartmanda kiracilarimizla birlikte yasiyoruz. Ailemizden gördügüm bir âdeti kendimiz de uyguluyoruz. Apartmana girer girmez herkes ayakkabilarini çikariyor. Bir tarafta ayakkabi, diger tarafta da terlik raflari var. Ayakkabisini çikaranlar terliklerle dairesine çikiyor. Ara katlarda da halilar bulunuyor. Böylece hem bina tertemiz kaliyor hem de komsularimiz ana kapidan girer girmez kendi evine geldigini hissediyor, kiraci oldugunu unutuyor. Komsularini da ailesinin bir parçasi olarak görüyor. Gün içinde birbirine gidip gelenler ayakkabi, terlik giymek zorunda kalmiyor. Bu küçük ayrinti, fertler arasindaki mesafeyi en aza indiriyor. Iliskiler sicak kaliyor. Kimse `kiraci` ya da `ev sahibi` psikolojisini yasamiyor. Gündüz hanimlarla çocuklar bir arada vakit geçiriyor. Beyler de haftada bir bulusuyor, çay içip sohbet ediyor. Apartmaninda komsuluk, sicaklik isteyenlere bu yöntemi tavsiye ederim. Eger bir apartmanim daha olsa yine ayni sistemi uygulamak isterim.||`BIR KEZ IYI NIYETIMI MUHAFAZA EDEMEDIM, CEZALANDIRILDIM`||Hüsnü Akdag (Ev sahibi): Istanbul Yakuplu civarindaki bir daireyi kiralamak niyetiyle iki çocuklu bir aile geldi. Evi gezdirirken ufakliklarin hareketliligi dikkatimi çekti. O an içime `Acaba eve iyi bakarlar mi? Çocuklar biraz zarar verecek gibi duruyor.` diye bir his dogdu. Ilk kez böyle bir duyguya kapildigim için kendimi garipsedim; ama olmustu bir kere! Aile, ilk üç ay kirayi düzenli sekilde ödedi. Ardindan 10 ay boyunca herhangi bir ödeme yapmadilar. Hatami anladigim için beyefendiyi aramadim bile. Ilk bir yildan sonra is sebebiyle baska bir sehre tasinmak zorunda kaldilar. Anahtari getirip, onlari rahatsiz etmedigim için tesekkür ettiler ve helallik isteyip gittiler. Hatami anlamistim. Allah iyi niyetime binaen iyi kiracilar nasip ediyordu bana. Niyet bozulunca; sonuç da bozuluyordu.

Ev Gereç Stoklari

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder